TOPRAK ATLASI – Toprak, araziler ve tarlalar hakkındaki olgular ve rakamsal veriler

Arazi fiyatları neden sürekli yükseliyor? Her yıl ne kadar toprak kaybediliyor? Beslenme için yılda kaç kilometrekare tarla ve mera arazisi ithal ediliyor? Arazinin gerçek sahibi kim?

Bu ve benzeri sorulara tarla, arazi ve toprağa dair sayı ve olgularla yanıt veren ilk toprak atlası Türkçeye çevrildi. 2015 Toprak Atlası çok sayıda grafik ve metinle üzerinde yaşadığımız toprağın durumuna ve bunların maruz kaldığı tehlikelere dair güncel bilgiler sunuyor. Öncelikle Almanca ve İngilizce olarak hazırlanan raporun Türkçe versiyonu, Türkiye’den güncel bilgiler ve uzman görüşlerinin katkısıyla daha zengin bir içeriğe sahip.

Türkiye’den Atlas’a eklenen makaleler köylü, toprak ve iktidarın Türkiye’deki sancılı ilişkisini ve mülksüzleştirilme tarihi üzerinden toprağı irdeliyor. Bunların yanı sıra Atlas dünya literatüründe çoğunlukla yabancı bir ülkenin hükümeti ve/veya şirketleriyle bağlantılı olarak anılan toprak gaspının Türkiye’de bizzat devlet eliyle nasıl mümkün kılındığını, son dönemde çıkan yasaların etkilerini ve kadınların toprak mülkiyetindeki paylarını da anlatıyor.

2015 Toprak Atlası, arazi ve toprak hacminin giderek daha da azaldığını açıkça gözler önüne seriyor. Almanya’da kent ve karayolları inşası, günde 70 hektar, yani 100 futbol sahasından geniş bir alanın tüketimine yol açıyor. Almanya aynı zamanda, kendi büyüklüğünün iki katına tekabül eden, yaklaşık 80 milyon hektarlık bir alandan gelen tarım ürünleri ve diğer tüketim malları ithalatı yapıyor. Avrupa Birliği’nde de durum pek iç açıcı değil. AB nüfusunun tüketimi için, 28 üye ülkenin toplam alanının bir buçuk katı olan 640 milyon hektarlık bir alana gereksinim var. Avrupa’daki tüketim için kullanılan alanın yaklaşık yüzde 60’ı, AB sınırları dışında yer alıyor. Bu nedenle Avrupa gerek yaşam tarzı, gerekse tarım sanayi ve enerji gereksinimi için sınırların dışına en fazla bağımlı olan kıta konumunda.

 

Okumaya devam edin